Süre:
2s 23dk
Yönetmen:
Paul
Greengrass
Oyuncular:
Thorbjørn
Harr,
Anders
Danielsen Lie,
Jon
Øigarden....
Tür: Duruşma, Gerçek hayattan, Dram,
Gerilim,
Tarihi
Ülke:
ABD,
Norveç,
İzlanda
Konu:
Film,
22 Temmuz 2011 tarihinde aşırı sağcı terörist Anders Behring
Breivik'in Norveç’i kana buladığı korkunç saldırıyı konu
alıyor. Başkent Oslo’nun hemen dışındaki Utøya Adası’nda
düzenlenen İşçi Partisi Gençlik Kampı’nı basan terörist 77
kişinin hayatına son veriyor. Film, olayları üç farklı bölümde
anlatıyor: saldırıdan kurtulanlar, Norveç’in siyasal liderliği
ve davada görev alan avukatlar.
Kişisel Kanaatim:
Olayı araştırmamış biri olarak
film bana çok objektif bir bakış açısı sunuyormuş gibi geliyor.
Norveç hükümetini temize çıkarmayıp ihmal veya boşluklarını da işlemişler. Katliamdan sonra Başbakanın komisyon kurdurup açıkları araştırtması ve komisyonun sonuçlarında bu açıkların net şekilde ifade edilmesine karşılık başbakanın mütevazı bir tavır alıp sorumluluğu kabul edişini izlemiş oluyoruz. Gerçekten çok objektif ve adil bir filme benziyor.
Breivik'in avukatının, avukatlığı kabul ederken söylediği: "Yaptığını onaylamıyorum ama seni savunacağım" anlamındaki cümlesini önemsiyorum. Avukatın mahkeme süreci boyunca toplumdan gelen baskılara direnişi, Breivik'in kendisinin neler düşündüğü, yaptığı katliamdan sonra geçirdiği süreç içerisinde psikolojisindeki değişim verilmeye çalışılmış. Elbetteki ağırlıklı olarak verilen şey bu katliamın mağdurlarının ve etkilenen kimselerin ne kadar büyük sıkıntılar çektiğidir. Özellikle göçmen bir ailenin kızının mahkemede katliam öncesi ve sonrası duygularının neler olduğunu anlatmış olduğu kısım çok önemli diye düşünüyorum. Filme göre katliamın yaşandığı bölgenin belediye başkanı olan hanım efendinin iki oğlu da o sırada katliamın yaşandığı gençlik kampında bulunmuş ve zarar görmüştür. Bir çocuğu tek gözünü kaybetmiş ve büyük acılar yaşamıştır. filmin önemli bir bölümünde bu çocuğun ve ailesinin sıkıntıları işleniyor
Mağdurların mahkemede ki ifadeleri filmin çok önemli bir tamamlayıcısı olmuş. Başlarda dik duran Breivik'in filmin sonlarına doğru psiklojisinde yaşanan değişimi vermeye çalışmışlar. Breivik avukatına kendisini ziyarete gelip gelmeyeceğini sorar ve avukatı bunu reddeder ve aralarında geçen konuşmalar ibretliktir. Breivik kendisinin yolundan gelecek başkaları olacağını söyler. Avukatı ise "çocuklarım onların çocukları sizinle mücadele edecek" anlamında cevap verir. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diyebilirsiniz ama şunu demek istiyorlar: Avukatların işi suçluları aklamak değil adalet sisteminin doğru çalışmasını sağlamaktır.
Filmde ki ibretlik bir olayda şudur: Breivik'in avukatı, Breivik'in annesine mahkemede onun lehine konuşmasını teklif eder. Fakat annesi medya önüne çıkıp herkes tarafından tanınacağını düşünerek oğlunu savunmayı reddeder.
Ailece izlenebilecek bir film mi?
Filmin bir sahnesinde ilgili şahıs ceset resimlerini elinde tutup inceliyor. özellikle 2 ceset resminde biraz müstehcenlik var.
Bir sahnede sarılma var ama öpüşme felan yok.
Biraz kardeşçe bir hareket gibi.
Bir katliamı detaylarıyla anlatıp gösteren bir film olduğu için şiddet sahneleri , küfürler ve mağdurların dramları vb. düşünülürse çocuklar için uygun değil. Filmin İmdb'de ki sertifikasyonunda en düşük 15 yaş görünüyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.